08/01/2008 Tarihli Cuma Hutbesi

[BEKIR TURİNAY]

İSLÂM DİNİ VE ÇALIŞMA

Aziz ve Muhterem Müslümanlar

Yüce yaratıcının her an yaratma halinde olması [1] evrendeki hareketliliğe ivme kazandırmaktadır. Yani her şey yenilenmekte, her şey değişmektedir.

Evrenin en önemli bir unsuru ve Allah’ın yeryüzündeki Halifesi olan insan’ın [2] öncelikle hareket halinde olması gerekir. Bu hareketlilik de çalışmak, üretmek, meydana getirmektir.

Allah’tan bir ruh taşıyan insan’ın [3] O’nun gibi oldurucu olmasına dinimiz çok önem verir.

Değerli Müminler

Dünya nimetleri için Allah’ın zineti, ve “güzel rızıklar” belirlemesi yapan Kur’an [4] bu güzel rızıkların temini için insanların yeryüzüne dağılmasını istemekte [5] ve insanın çalışmasından başka bir varlığı ve değeri olmadığına vurgu yapmaktadır. [6]

Yine Kur’an “…yerin üzerinde dolaşın ve Allah’ın rızıklarından yeyin…”[7] buyurmak suretiyle insanı hareketliliğe davet ediyor.

İnsana, arının çalışmasını örnek olarak sunan Yüce Allah, [8] kişinin her hangi bir hareketi ve katkısı olmadan isteklerine ve güzelliklere ulaşamayacağına işaretle, dağbaşında doğum sancısı çekmekte olan Hz. Meryem’e “Ey Meryem, hurma ağacını kendine doğru silkele, sana taze hurma dökülsün.” [9] diye yol göstermesi asla dikkatimizden kaçmamalıdır.

İşte bütün bunlar, çalışmanın önemine ait mesajlar olup inanmış olanların asla gözardı edemeyeceği hususlardandır.

Peygamberlerine, o arada inananlara temiz, yararlı ve helâl gıdalardan yemeyi emreden yüce Allah, [10] haksız yollarla mal mülk edinmeyi yasak kılmıştır. [11]

Sevgili peygamberimiz de insanoğlunun boş zamanı ile sıhhatinin kıymetini bilmediğine işaretle [12] zamanın çalışılarak değerlendirilmesine dikkat çekmiştir.

Ayrıca sevgili eygamberimiz şöyle buyurmuştur.

“İnsan, elinin emeğinden daha hayırlı bir lokma asla yememiştir. Allah’ın peygamberi Davut aleyhisselâm da kendi elinin emeğini yerdi.” [13]

“Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış.” [14]

“Sizin en hayırlınız, ahiret için dünyayı, dünya için ahireti terk etmeyip her ikisi için de çalışarak kazananlardır ki, onlar şunun zekâtına, bunun sadakasına göz dikmezler ve kimsenin sırtına yük olmazlar.” [15]


Değerli Müminler

Dinimizin bu ve benzeri ifadelerinden çıkaracağımız sonuç şudur.

Müslüman hep çalışmalı, üretmeli, kendisine, ailesine ve çevresine yararlı olmalı, hiç kimseye yük olmamalıdır. Asla iki günü birbirine denk olmamalı, her an biraz daha yararlı olabilmelidir. Müslüman, boş oturan değil, çalışan, çalıştığı için helâlinden zengin olan ve bu nedenle de hep veren el durumunda bulunmalıdır.

Dinimizin çalışma hususundaki esasları dikkate alınarak hareket edildiği takdirde birey olarak daha mutlu, toplum olarak da daha huzurlu olunabileceğini asla aklımızdan çıkarmamalıyız.

Tüm müslümanların ve Ballık halkının cuması mübarek olsun..